Heykel.
Yığılmış sorunlar, sayfa sayfa suçlar.
Ne kötü, ürkütücü.
Sembol kadın;
Çözüp göz bağını, fırlatıp teraziyi.
Ağırlığından yere yasladığı kılıcının ucunu,
Kabzasından kavrayıp, sıkıca kaldırıp, havaya.
Yüzünü çevirip, muhatabını değiştirip,
Kürsüye yönelip, kaşlarını çatarak;
“Neler oluyor, ne dolaplar dönüyor buralarda?!
Neye hizmet diye,
İnsancayı yitirtip,
Dönüştürdü suç yumağına?! “
deyip;
Hışımla andı yasa(cı)ları…
“Suçlu mu imal ediyorsunuz bunlarla;
derdiniz adalet mi sahiden ?!.”
avazıyla;
sonra,
vınlatarak, havada koca kılıcı.
İndi, mahzen dolu raflara.
Tozlar kalktı, yıkıldı dolaplar, raflar..
El arabalarında yığılı dosyalar.
“Yukarıdan” duyuldu
Bu geliş.
Telaş, rahatlık, iğdiş.
“Şükür” diyen, ile kızaran;
“Bu canlı mıydı” diye şaşıran.
“Kim üfledi buna?” diyen;
sonunda olacağı buydu:
Taş dahi irkildi,
insana yüklenenden.
Heykel, içindeki atomların kodunu bozup,kımıldadı.
Taşlıktan çıkıp canlandı;
“yeter artık !!” diyerek indi sabitinden.
İnsan;
İlk diktiğinde bu “yüklerin” sembolünü,
Haksızlığı, bir daha uğratmamak için yaşamına.
Mülkle, egoyla, vicdan körelmesiyle,
Hak, taşlaştı sonradan.
Cüppeler,
Neyi saklıyorlar boyunca bedenlerde?
Giyotin ağzı yüksek yakalar.
Boyunca siyah rengi;
Yıldız dahi yok gecisind; tam karanlık.
Işığın daha çok aranması için.
Belki de,
kaymış pervazlara.
Filistinli çocuğa özenip,
Sapana girip yollanmış.
Tek bir ışık dahi kalmamış,
Hiç biri yok siyahlıkta.
Yakalar yüksek, boynu geçkin,
Kırmızı giyotin ağzı,
Altın sırma yollu;
Hükümler ve ambiyans.
Suç!?
Bedenlerde zula.
İşbirlikçi “yasalar”.
Her solukta
Kışkırtıyor firara.
Suç,
Yanlışlar çölünde,
“aali menfaat” yelpazesi.
Arsız, doymaz iştahına,
“Rutin dışı” kreması.
Suç;
bahçevanları oligarşi,
özenle yetiştiriyor.
Suç mavalları, onca mevzuat, yasa,itekleme;
Olmazlara ödevli millet.
Oysa;
Yalın, yanlızlık; ince mil olmuş mevzuat.
Işık,
Yalınayak, ıslak kum,
Rüzgar telkinde,
taşlar mil oldu,
özgür bireyler hedefli.
Çığ gibi “evraka!.”.
Yasarlar, tasmalı işsizlik,
boyunduruk;
Gordiyonu aratır yumak yumak.
Onca hurufat, onca mevzuat.
Beklenirken, Koca İskender;
Mağra ağzında kıtmir,
Melekler hep seslenir:
uyan! Uyan!
Değerler,sikkeler,mevzuat..
Hakikatten uryan.
Çık bak ışığa,
Hepsi sahte hepsi pul.
Özer Ataç
© 2006 Muvazene.com Tüm Hakları Saklıdır.
Muvazene
Design
By Mavi Yazılım
Şuan sitede 2 ziyaretçi var.